Epifiz Bezi ( 3. GÖZ ) - İnsanlığı Köleleştirme Projesi

Epifiz Bezi ( 3. GÖZ ) - İnsanlığı Köleleştirme Projesi

Kısa Özet

Bu video, epifiz bezinin (üçüncü göz) tarih boyunca farklı medeniyetlerdeki önemini ve günümüzde insanlığın köleleştirilmesi projesiyle bu bezin nasıl baskılandığını anlatıyor. Ayrıca, üçüncü gözü yeniden açmak ve aydınlanmak için neler yapılabileceğine dair bilgiler veriyor.

  • Epifiz bezi, kadim medeniyetlerde ruhani aydınlanmanın sembolü olarak kabul edilmiştir.
  • Günümüzde florür, frekanslar ve diğer yöntemlerle epifiz bezinin fonksiyonları baskılanmaktadır.
  • Üçüncü gözü yeniden açmak için florürden arınmak, sağlıklı beslenmek, meditasyon yapmak ve doğayla bağlantı kurmak önemlidir.

Giriş

Rüyalarda görülen olayların gerçek hayatta yaşanması, akıldan geçirilen kişilerin aniden araması veya mesaj atması, sevilen biriyle aynı anda aynı şeyi düşünmek gibi deneyimlerin aslında bir zamanlar sahip olunan güçlü bir organın varlığını hatırlatmasıdır. Günümüzde çoğu insan bu organın varlığından habersizdir ve bu durumun sebebi, binlerce yıldır sistematik olarak yapılan zihinsel ve fiziksel zehirlemeler ve bilgilerin saklanmasıdır. Amaç, insanları ruhsuz birer köleye dönüştürmektir.

Epifiz Bezi Nedir?

İnsan beyni, evrendeki en kompleks ve gelişmiş organik makinedir. Beynin merkezinde bulunan epifiz bezi, bezelye büyüklüğünde ve çam kozalağı şeklindedir. Uyku döngülerini düzenler ve melatonin hormonu salgısını kontrol eder. Son araştırmalar, epifiz bezinin DMT (ruh molekülü) üretimini de sağladığını göstermiştir. DMT kullanan kişiler, derin ve ruhani deneyimler yaşadıklarını belirtmişlerdir. Uyurken epifiz bezi düşük miktarda DMT salgılar ve rüya deneyimi oluşur. Ölümden birkaç saniye önce ise bu salgı devasa bir miktara ulaşır ve bilincin bedeni terk ettiği düşünülür.

Antik Medeniyetlerde 3.Göz

Antik Sümer medeniyetinde kozalak sembolü tanrılarla birlikte gösterilir ve Anunnaki varlıklarının hayat ağacını (DNA sarmalı) ellerindeki kozalaklarla etkileşime soktukları tasvir edilir. Bu, ilahi bilgeliği ve aracı temsil eder. Antik Mısır'da ise Horus'un gözü (her şeyi gören göz) sembolü, epifiz bezinin yerini ve anlamını gösterir. Richard Casaro, bu sembolün Aten sembolizmiyle örtüştüğünü ve uyanmış üçüncü gözün içimizdeki ilahi ruhu sembolize ettiğini belirtir. Hinduizmde Bindu (Ajna çakra), Budizm ve Taoizm'de de benzer semboller aydınlanma anlamında kullanılmıştır. Güney Amerika medeniyetlerinde de ilahi yöneticiliği ifade eden semboller bulunur. Nazar boncuğu da bu sembolizmin bir örneğidir.

Rönesans Sembolizmi

Rönesans döneminde Michelangelo, Sistine Şapeli'nin tavanına yaptığı resimde Tanrı'yı insan beyni şeklinde bir yapının içinde tasvir ederek epifiz bezine gönderme yapmıştır. Bu, kilisenin dayattığı tanrının insan aklının eseri olduğunu ve gerçek ilahi olanın epifiz bezinde saklı olduğunu ifade eder.

İlluminati ve Hermetik Öğreti

1776'da Adam Weishaupt tarafından kurulan İlluminati, aydınlanmışlar anlamına gelir ve her şeyi gören göz (üçüncü göz) sembolünü kullanır. İlluminati, sahte tanrıların inançlarına karşı gerçek bilimi ve inancı savunan örgütlerden biridir. Hermetik tarikatlar da kadim bilgeliğin yayılmasını sağlamayı ve insanları ruhani ve teknolojik olarak gelişmiş seviyeye çıkarmayı hedefler. Bu tarikatlara göre, geçmişte insanların üçüncü gözleri açıkmış ve telekinezi, telepati gibi yeteneklerle gelişmiş bir medeniyet kurmuşlardır.

İnsanlığın Köleleştirilmesi Projesi

İnsan bedeni sadece maddeden değil, enerjiden de oluşur. Her şeyin bir titreşim frekansı vardır ve bu frekans düzgün beslenme, olumlu düşünceler ve vicdanlı davranışlarla hızlandırılabilir. Ancak günümüzde insanlar maddi hedeflere yönlendirilmektedir. 1940'larda Nazi Almanyası, propaganda yayınlarında belirli bir frekans aralığını (440 Hz) kullanarak insanları daha itaatkar hale getirmiştir. Ayrıca, florürün su kaynaklarına eklenmesiyle epifiz bezinin kireçlenmesi sağlanmıştır. Bu uygulamalar, insanları ruhsuz ve empati yeteneğini yitirmiş birer makineye dönüştürmeyi amaçlamıştır.

3.Gözümüzü Nasıl Tekrar Açarız

Sistemden florürü atmak için arıtma kullanmak veya florür miktarı en düşük olan içme suyunu seçmek, demir hindi meyvesi tüketmek ve paketlenmiş gıdalardan uzak durmak gerekir. Ruhumuzu ve enerji bedenimizi temizlemek için ölü hayvan temelli gıdalardan uzak durmak veya azaltmak, bitkisel temelli gıda tüketimini arttırmak, meditasyon yapmak, nefes egzersizleri yapmak, yoga yapmak, doğa seslerini dinlemek, doğayla etkileşim kurmak ve merhametli olmak önemlidir. Bu düzeni oturttuktan sonra, belirli konulara odaklanmış meditasyonlar ve oruçlar ile sonraki aşamalara geçilebilir.

Share

Summarize Anything ! Download Summ App

Download on the Apple Store
Get it on Google Play
© 2024 Summ