Nörotransmitterler- Santral Sinir Sistemi Farmakolojisi Part-1 - Medotomy Farmakoloji Paket

Nörotransmitterler- Santral Sinir Sistemi Farmakolojisi Part-1 - Medotomy Farmakoloji Paket

Kısa Özet

Bu video, santral sinir sistemi farmakolojisine giriş niteliğinde olup, nörotransmitterlerin sınıflandırılması, iyon kanalları, toksinler ve önemli nörotransmitterlerin detaylı incelenmesini kapsamaktadır. Glutamat, GABA, glisin, noradrenalin, dopamin, asetilkolin, serotonin, melatonin, histamin, neuropeptitler, endokannabinoidler, oreksin, nitrik oksit (NO), ATP ve adenozin gibi temel medyatörler ve bunların etkileşimleri üzerinde durulmaktadır.

  • Nörotransmitterlerin sınıflandırılması ve etkileri
  • İyon kanallarının ve toksinlerin farmakolojik önemi
  • Önemli nörotransmitterlerin detaylı incelenmesi

Giriş

Bu bölümde, kanalın tanıtımı yapılıyor ve santral sinir sistemi (SSS) farmakolojisi derslerine başlanacağı duyuruluyor. Derslerin normal ders içerikleri olduğu, temelden başlayarak ilerleneceği ve bazı konuların tekrar edilmeyeceği belirtiliyor. Argo kullanılabileceği konusunda uyarı yapılıyor ve slaytların PDF'lerinin Telegram kanalında paylaşılacağı ifade ediliyor. Ayrıca, videoların hızlandırılarak izlenmesi öneriliyor.

Nörotransmitterlerin Sınıflandırılması ve Genel Bakış

Nörotransmitterler amino asitler (GABA, glutamat), aminler (katekolaminler, histamin, asetilkolin, serotonin), peptid yapıda olanlar (hipofiz ve hipotalamus hormonları, taşikininler, endojen opioidler), lipit yapıda olanlar, nükleotit yapıda olanlar (ATP, adenozin) ve gaz yapıda olanlar (NO) olarak sınıflandırılıyor. Nörotransmitterlerin salınımı için nöronda depolarizasyonun (sodyum girişi) ve kalsiyum girişinin tetiklenmesi gerektiği belirtiliyor. Glutamatın genel eksitatör, GABA'nın genel inhibitör olduğu vurgulanıyor.

İyon Kanalları ve Farmakolojik Önemi

Sodyum, kalsiyum, potasyum ve klor iyon kanalları ve bunların etkileri anlatılıyor. Sodyumun hücre içine girişi depolarizasyona neden olurken, potasyumun hücre dışına çıkışı inaktivasyona neden oluyor. Klorun hücre içine girişi ise genellikle inaktivasyon ile ilişkili. GABA ve glisin A kanallarının klor geçirdiği ve inhibitör ilaçlar tarafından aktive edildiği belirtiliyor. Asetilkolinin asetilkolinesteraz tarafından yıkıldığı, noradrenalin, dopamin ve serotoninin geri alım mekanizmalarıyla (DAT, SERT, NET) etkilerinin sonlandırıldığı açıklanıyor. Peptit yapıda olanların ise ekstraselüler enzimler tarafından yıkıldığı ifade ediliyor.

İyon Kanalları ile İlişkili Toksinler

İyon kanalları ile ilişkili toksinlerin doğada bulunduğu, özellikle hayvan zehirlerinden elde edildiği belirtiliyor. Tetrodotoksin (balon balığı) ve konotoksin (Pasifik koni salyangozu) örnekleri veriliyor. Sodyum kanal blokerleri (tetrodotoksin, saksitoksin), kalsiyum kanal blokerleri (ω-konotoksin, agatoksin) ve ligand kapılı kanallarla ilişkili toksinler (bungarotoksin) anlatılıyor. Botulinum toksininin asetilkolin salınımını azalttığı, latrotoksinin ise nörotransmitter salınımını arttırdığı ifade ediliyor.

Glutamat ve NMDA Reseptör Blokerleri

Glutamatın santral sinir sistemindeki en önemli eksitatör nörotransmitter olduğu ve NMDA reseptörünün sodyum ve kalsiyumun hücre içine girişinden sorumlu olduğu vurgulanıyor. NMDA'nın aşırı uyarılmasının nörotoksisiteye (eksitotoksisite) yol açabileceği belirtiliyor. NMDA reseptör blokerleri (magnezyum, dizosilpin, memantin, fensiklidin, ketamin, felbamat, akamprosat) ve bunların kullanım alanları (nörotoksik etkiyi azaltma, Parkinson tedavisi, ALS tedavisi, Alzheimer tedavisi, alkol bağımlılığı) anlatılıyor.

GABA ve Glisin

GABA'nın santral sinir sistemindeki en önemli inhibitör nörotransmitter olduğu ve sedasyon ile antikonvülzan etkilerinden sorumlu olduğu belirtiliyor. GABA reseptörleri (GABA-A, GABA-B, GABA-C) ve bunların özellikleri anlatılıyor. GABA-A reseptörünün iyon kanalı olduğu ve klor geçirdiği, GABA-B reseptörünün ise G protein kenetli olduğu vurgulanıyor. Glisinin omurilik ve beyin sapında önemli bir inhibitör olduğu, glisin A reseptörü ile ilişkili olduğu ve kortekste eksitatör etkileri olduğu ifade ediliyor. Striknin'in glisin reseptörlerini bloke ederek konvülsiyona neden olabileceği belirtiliyor.

Noradrenalin ve Dopamin

Noradrenalinin locus ceruleus'ta bulunduğu, dikkat, uyanıklık ve korku gibi etkileri olduğu, azalmasının depresyonla ilişkili olduğu belirtiliyor. Dopaminin substantia nigra'da bulunduğu, kusma, depresyon, Parkinson ve prolaktin artışı ile ilişkili olduğu anlatılıyor. Tipik antipsikotiklerin dopamin azaltıcı etkileri olduğu vurgulanıyor. Mezokortikal, mezolimbik ve nigrostriatal dopamin yollakları ve bunların klinik önemi (psikoz, bağımlılık, Parkinson) açıklanıyor.

Asetilkolin ve Serotonin

Asetilkolinin hafıza için önemli olduğu, Alzheimer hastalığında azaldığı ve antikolinesterazlar ile arttırılmaya çalışıldığı belirtiliyor. Serotoninin raphe çekirdeklerinde bulunduğu, triptofandan sentezlendiği ve anksiyete, depresyon, şizofreni, iştah, uyku ve migrenle ilişkili olduğu anlatılıyor. SSRI'ların seksüel disfonksiyona neden olabileceği vurgulanıyor. Serotonin reseptörleri (5-HT1A, 5-HT2A, 5-HT2C, 5-HT3, 5-HT4) ve bunların etkileri (anksiyete, migren, vazokonstriksiyon, bulantı, peristaltizm) açıklanıyor. Buspiron, aripiprazol, flibanserin, triptanlar, ketanserin, mirtazapin, trazodon, agomelatin ve ondansetron gibi ilaçların bu reseptörler üzerindeki etkileri anlatılıyor.

Melatonin, Histamin ve Neuropeptitler

Melatoninin karanlıkta salgılandığı, mevsimsel ritimlerin oluşmasından sorumlu olduğu ve insomnia ile jet lag tedavisinde kullanılabileceği belirtiliyor. Histaminin posterior hipotalamusta bulunduğu, uyanıklıkla ilişkili olduğu ve antihistaminiklerin iştah açıcı ve uyutucu etkileri olduğu anlatılıyor. Neuropeptitlerin peptit yapıda olduğu, etkilerinin geri alım ile sonlanmadığı, peptidazlar ile yıkıldığı ve substance P'nin ağrı ile ilişkili olduğu ifade ediliyor.

Endokannabinoidler, Oreksin, Nitrik Oksit (NO), ATP ve Adenozin

Endokannabinoidlerin araşidonik asitten sentezlendiği, lipofilik oldukları için depolanamadığı ve retrograd salınım gösterdiği belirtiliyor. GABA miktarını azalttığı, konjonktivada kızarıklık oluşturduğu, iştahı ve kiloyu arttırdığı anlatılıyor. Nabilon ve dronabinol'ün kusma, nöropatik ağrı ve HIV hastalarında kilo aldırmak için kullanılabileceği ifade ediliyor. Oreksinin açlıkla ilişkili olduğu, oreksin antagonistlerinin insomnia tedavisinde kullanıldığı ve narkolepsi ile ilişkili olduğu anlatılıyor. Nitrik oksitin (NO) gaz yapısında olduğu, öğrenme ve bellekle ilişkili olduğu belirtiliyor. ATP'nin eksitatör, adenozinin ise inhibitör olduğu ve adenozin reseptörlerinin metilksantinler tarafından bloke edildiği ifade ediliyor.

Share

Summarize Anything ! Download Summ App

Download on the Apple Store
© 2024 Summ