Oytun Erbaş Hiçbir Yerde Anlatmadıklarını Hakan Ural’a Anlattı | Hakan Ural'la Neyse O

Oytun Erbaş Hiçbir Yerde Anlatmadıklarını Hakan Ural’a Anlattı | Hakan Ural'la Neyse O

Kısa Özet

Bu video, Oytun Erbaş'ın Hakan Ural'la yaptığı sohbette toplumdaki normallik ve anormallik kavramlarının değişimi, genetik yatkınlıkların suç ve intihar üzerindeki etkileri, modern yaşamın getirdiği stres faktörleri ve sosyal medyanın zararları gibi konuları ele alıyor. Erbaş, genetik ve çevresel faktörlerin insan davranışları üzerindeki karmaşık etkileşimini vurgulayarak, toplumu dizayn etmenin ve özellikle gençleri korumanın önemine dikkat çekiyor.

  • Toplumdaki normallik ve anormallik kavramlarının değişimi
  • Genetik yatkınlıkların suç ve intihar üzerindeki etkileri
  • Modern yaşamın getirdiği stres faktörleri ve sosyal medyanın zararları
  • Toplumu dizayn etmenin ve özellikle gençleri korumanın önemi

Giriş

Hakan Ural, Oytun Erbaş'ı konuk ediyor ve Erbaş'ın kişiliğine duyduğu hayranlığı dile getiriyor. Günümüzde normal olarak kabul edilen akademisyen ve sanatçı profilinin değiştiğini, bunun nedeninin insanların eline verilen yeni araçlar, özellikle cep telefonu ve sosyal medya olduğunu belirtiyor. Bu araçlar sayesinde insanların her şeyi çok fazla görmesi, anormalliği normalleştirdiğini ve mahremiyetin ortadan kalktığını ifade ediyor.

"Normal Anormal Anormal Normal Oldu!"

Oytun Erbaş, toplumda kişilik bozukluğu oranının %60-70'lere ulaştığını, sapıklık, gösteriş, küfür ve rezilliğin normalleştiğini belirtiyor. Bunun nedeninin cep telefonlarının yaygınlaşması olduğunu ve yeni dünyanın parasız, kişiliksiz, cinsiyetsiz, ahlaksız ve dinsiz bir toplum yaratmayı hedeflediğini söylüyor. Erbaş, psikopatlar ve sosyopatlar arasındaki farkı açıklıyor; psikopatların doğuştan suç makinesi olduğunu, duygusal beyinlerinin olmadığını ve soğukkanlı olduklarını ifade ediyor. Sosyopatların ise çevresel faktörlerle oluştuğunu, manipülatif ve otoriteye karşı duyarlı olduklarını belirtiyor.

Etkileşim Uğruna Yapılan Paylaşımlar

Oytun Erbaş, sosyal medya üzerinden etkileşim almak için yapılan nefret içerikli paylaşımların arttığını, internet trollerinin ve haterlığın bir meslek haline geldiğini söylüyor. İnsanların kötü ve negatif şeyleri daha çok paylaştığını, çünkü korkunun insanları tehlikelerden koruduğunu ifade ediyor. Erbaş, aşk, sevgi, vicdan ve merhamet gibi duyguların çöktüğünü düşünmediğini, insanın 150.000 yıllık bir varlık olduğunu ve aynı duygulara sahip olduğunu belirtiyor. İnsanın içindeki hayvan ve insan karışımının bu duyguları etkilediğini, mantıklı beynin insanı hayvandan ayıran özellik olduğunu vurguluyor.

Yediklerimiz Davranışlarımızı Etkiliyor mu?

Oytun Erbaş, bir hayvanın cinsiyetini hormonların belirlediğini, ancak insanda cinsiyeti belirleyen şeyin örf ve adetler olduğunu söylüyor. İnsanı insan yapan şeyin eğitim ve büyüdüğü çevre olduğunu, hormonlar olmadığını ifade ediyor. Erbaş, suçun genetik olup olmadığı sorusuna, genlerin okunmasının çevresel faktörlerle değiştiğini belirterek cevap veriyor. Göz renginin genetik olduğunu, ancak deri renginin çevresel faktörlerden etkilendiğini örnek gösteriyor.

Aynı Genlerin Değişkenliği Neye Bağlı?

Oytun Erbaş, tek yumurta ikizlerinin aynı genleri paylaşmasına rağmen farklı hastalıklara yakalanabilmesinin nedenini, genlerin okunmasının farklı olmasından kaynaklandığını açıklıyor. Annenin hamilelik sırasında yaşadığı olayların, yediği içtiği şeylerin bile genlerin okunmasını değiştirebileceğini belirtiyor. Erbaş, glutatyon gibi takviyelerin bilinçsizce kullanılmasının kanser genlerini açabileceği uyarısında bulunuyor.

Suç Genetik midir?

Oytun Erbaş, suçun genetik olup olmadığı sorusuna, psikopat genlerle doğan bir kişinin normal bir yaşam sürebileceğini, ancak çevre faktörlerinin bu durumu değiştirebileceğini söyleyerek cevap veriyor. Genetik yatkınlığı olan bir kişinin iyi bir cerrah veya suç örgütü lideri olabileceğini, çevrenin bu potansiyeli nasıl şekillendirdiğini vurguluyor. Erbaş, intiharın da genetik yatkınlıkla ilişkili olduğunu, ancak çevre faktörlerinin bu durumu değiştirebileceğini belirtiyor.

Yaratıcılık Geni ve Bipolarlık!

Oytun Erbaş, yaratıcı insanların bipolar, depresyon ve şizofreni genlerine sahip olduğunu, bu genlerin yaratıcılığın bedeli gibi olduğunu ifade ediyor. Ailede iyi bir ressam, mühendis veya sanatçı varsa, depresyon geninin dönüyor olabileceğini belirtiyor. Erbaş, balerin, müzisyen veya sanatçı gibi kreatif çocukların risk grubunda olduğunu, bu çocukların zeki oldukları için duygularını gizleyebileceklerini söylüyor.

Zeka Testleri Güvenilir mi?

Oytun Erbaş, zeka testlerinin güvenilir olmadığını, zekanın ölçülemez olduğunu belirtiyor. Zeka testlerinin şehirli çocuklar için tasarlandığını, köylü çocuklara uygulanamayacağını ifade ediyor. Erbaş, bir çocuğun zeki olup olmadığını gözlerinden, meraklı bakışlarından ve sorduğu sorulardan anlaşılabileceğini söylüyor.

Otizmi Tetikleyen Faktörler

Oytun Erbaş, otizm vakalarının artmasının nedenlerini açıklıyor. Annelerin eskisi gibi olmadığını, hamilelik sırasında yaşanan stres faktörlerinin, yediği içtiği şeylerin ve kullanılan takviyelerin genlerin okunmasını değiştirdiğini belirtiyor. Erbaş, eski gebelerin daha az stresli ve daha doğal bir yaşam sürdüğünü, modern gebelerin ise sürekli ultrasona girdiğini, uçakla seyahat ettiğini ve çeşitli takviyeler kullandığını ifade ediyor. Bu durumun bebeklerin genlerini etkileyerek otizme yol açabileceğini söylüyor.

Stresten Uzak Kalabilmek

Oytun Erbaş, çocukların eğitiminin aileye ve çevreye bırakılmaması gerektiğini, devletin bebekleri yetiştirmesi gerektiğini savunuyor. Devletin kaç doktor ve mühendis gerektiğini belirleyerek, çocukları genetik kabiliyetlerine göre yönlendirmesi gerektiğini ifade ediyor. Erbaş, Amerika ve Avrupa'nın çökmekte olduğunu, bu ülkelerdeki uyuşturucu bağımlılığı ve toplumsal sorunların Türkiye'ye de gelebileceği uyarısında bulunuyor.

Cep Telefonu ve Sosyal Medyanın Zararları

Oytun Erbaş, cep telefonlarına bant kısıtlaması getirilmesi, Twitter, Instagram ve TikTok gibi sosyal medya platformlarının kapatılması gerektiğini savunuyor. Çocukların beyinlerinin bu platformlardaki görüntüyü gerçek zannettiğini, bu durumun genlerini değiştirdiğini ve psikopat, cinayetçi veya sapık olmalarına yol açabileceğini belirtiyor. Erbaş, sosyal medyanın insanları iştahlı yaptığını, adrenalin ve kortizon salgılamasına neden olduğunu, bu durumun suç örgütlerinin işine yaradığını ifade ediyor.

Oytun Erbaş'ın Aldığı Tepkiler

Hakan Ural, Oytun Erbaş'ın açıklamalarının eleştirilere neden olduğunu, ancak Erbaş'ın bu eleştirilere aldırmadığını ve bildiği gibi konuşmaya devam ettiğini belirtiyor. Erbaş, anlayana göre cevap verdiğini, sözlü iletişimden anlamayanlara argo kullandığını ifade ediyor. Erbaş, Türkiye'deki öğretim üyelerinin susturulduğunu, çalıştıkları yerlere telefon edilerek işten atılmalarının sağlandığını, ancak kendisinin böyle bir durumu olmadığını ve sadece Allah'tan korktuğunu söylüyor.

Share

Summarize Anything ! Download Summ App

Download on the Apple Store
Get it on Google Play
© 2024 Summ