Kısa Özet
Bu radyo tiyatrosu, bir yataklı vagonda karşılaşan bir savcı ve eski bir mahkum arasındaki gerilimli yüzleşmeyi konu alıyor. Mahkum, savcıyı geçmişte kendisine yapılan bir haksızlık nedeniyle yargılamaya başlar. Hikaye, adalet, vicdan, suçluluk ve geçmişin insanın hayatı üzerindeki etkileri gibi temaları işliyor.
- Geçmişin gölgeleri ve vicdan azabı
- Adalet kavramının sorgulanması
- İnsan ruhunun derinliklerine yolculuk
Giriş
Radyo tiyatrosu "Yataklı Vagonda" başlar. Eserin yazarı Christian B., çevirmeni ve radyoya uygulayan Rıza Akdemir, yönetmeni Ejder Akışık, efektörü Metin Macun ve teknik yapımcısı Mustafa Şimşek'tir. Oyuncular arasında savcı rolünde Baykal Saran, Irwin rolünde Vin Lan, Ursula rolünde Iclal Öngen ve savcının kızı rolünde Hülya Gülşen yer almaktadır.
İlk Karşılaşma
Bir yolcu, memurdan yataklı vagonu göstermesini ister ve alt yatağın kendisinin olduğunu öğrenir. Yolcu, yorgun olduğunu ve uyumak istediğini belirterek üst ranzadaki kişiden sessiz olmasını rica etmesini ister. Daha sonra üst ranzada seyahat eden Irwin Lowman, yolcuya iyi akşamlar diler. Yolcu uyumak istediğini söyler. Lowman, birlikte yolculuk ettiği insanlara karşı saygılı davranmanın bir alışkanlık meselesi olduğunu ifade eder ve yolcuya adının Erwin Lowman olduğunu söyler. Yolcu, adının önemli olmadığını ve rahatsız edilmek istemediğini belirtir.
Geçmişin İzleri
Yolcu, Lowman'dan kendisini rahat bırakmasını ister. Lowman, yolcuyu süzdüğünü ve bunun kabalık olduğunu söyler. Yolcu, aynı kasabada oturduklarını ve tanıştıklarını belirtir. Yolcu, savcı olduğunu ve Lowman ile dört yıl önce mahkemede tanıştıklarını hatırlar. Lowman, o zamanlar büyük bir fabrikanın sahibi olduğunu ve öldürmeye teşebbüs suçundan yargılandığını söyler. Lowman, davanın yeniden görüleceğini iddia eder. Savcı, böyle bir şeyden haberi olmadığını söyler. Lowman, davanın özel bir şekilde, bu yataklı vagonda yeniden görüleceğini belirtir.
Yeniden Yargılama
Lowman, savcıya mahkum olduğu ceza davasında suçu kasten işlediğini açıkladığını hatırlatır. Savcı, Lowman'ın hürriyetini takdit ettiğini ve bunun Ceza Kanunu'nun 239. maddesine aykırı olduğunu belirtir. Lowman, kanuna aykırı bir harekette bulunduğunu ve hukukta buna müyessir fiil dendiğini, ağır yaralama suçundan 3 yıl hapse mahkum edildiğini söyler. Cezasının tecil edileceğini ancak savcının itirazı üzerine tecil isteğinin reddedildiğini ve 3 yıl hapis yattığını ifade eder. Lowman, davanın tekrar görülmesini ister. Savcı, dosyasını hatırlamadığını ve cezasını çektiğini söyler.
Davanın Seyri
Lowman, savcıya eşine karşı davranışının nasıl olduğunu sorar. Savcı, bu sorunun davanın konusuyla ilgisi olmadığını belirtir. Lowman, duruşma sırasında da benzer sorular sorduğunu ve hayat görüşünü öğrenmek istediğini hatırlatır. Lowman, savcının hayatı hakkında gerekli bilgileri topladığını ve Münih'e giden aynı yataklı vagonu paylaşmalarının basit bir rastlantı olmadığını, bunu önceden planladığını söyler. Lowman, savcıdan ne istediğini ve ne yapmak niyetinde olduğunu sorar. Lowman, trenin Hannover'de duracağını ve o zamana kadar bazı meseleleri aydınlığa kavuşturmaları gerektiğini belirtir.
Katliam
Lowman, savcıya mahkeme salonunda önlerine çıkan kanunsuz davranışların dışında dünyanın tam bir ahenk ve sükun içinde olduğunu mu sandığını sorar. Lowman, bitmez tükenmez sorularla suçla ilgisi olmayan şeyleri öğrenmek istediği zaman kendisinin de aynı soruyu sorduğunu belirtir. Lowman, savcıya katliam suçunu hatırlatır. Lowman, savcının suçunu hemen kabul edeceğini ummanın aptallık olacağını söyler. Lowman, savcının hayatın ne kadar karışık, şaşırtıcı ve garip olduğunun farkında olmadığını belirtir ve 6 yıldır evli, eşini çok seven ancak karısının kötü bir karaktere sahip olduğunu bilmesine rağmen ona bağlı olan bir adamdan bahseder.
Evlilik ve Fedakarlık
Lowman, karısını kaybetmek korkusunun bütün ruhunu sardığını ancak karısının kendisini sevmediğini bildiğini anlatır. Karısının sadece pahalı kürklerin, renkli partilerin ve egzotik ülkelerin hayalini kurduğunu söyler. Tehditle, sızlanmayla ve gözyaşıyla hemen hemen her istediğini yaptırdığını belirtir. Karısının ölçüsüz masraflarını karşılayamadığını ifade eder. Karısı, evlenmeden önce kendisini prensesler gibi yaşatacağına yemin ettiğini söyler. Lowman, rahat etmesi için elinden geleni yaptığını ancak kazandığından fazlasını sarf edemeyeceğini belirtir. Karısı, gençliğini heba ettiği için yoksulluk içinde yaşamaya katlanmak istemediğini söyler. Lowman, karısına delicesine sevdiğini ancak yine de kazandığından fazlasını harcayamayacağını ifade eder.
İflas ve Aldatma
Lowman, ticari işlerinin bozulduğunu ve felakete doğru gittiğini anlatır. İflas ettiğini bildirmediğini, aksine kredi almaya devam ettiğini söyler. Karısına muhteşem bir spor araba satın aldığını belirtir. Savcı, mali durumu bozukken böyle pahalı bir araba satın almasının göz boyama ve aldatma olduğunu söyler. Lowman, eşinin iflasın eşiğinde olduğunu duyduğunu ve spor arabayla bu dedikodunun yalan olduğunu ispat etmek istediğini ifade eder. Yıllardan beri şiddetle arzuladığı arabayı kapının önünde görünce karısının kendisine inandığını ve o gün ilk defa kendisini sevdiğini söyler.
Mahkeme Salonunda
Lowman, savcıya mahkeme salonunda sanığı suçlu ilan ederken kalbinin rahat olup olmadığını sorar. Savcı, yorgun olduğunu ve Lowman'ın bitip tükenmez sorularını dinlemek istemediğini belirtir. Lowman, duruşma salonunda kendisinin de savcının can sıkıcı sorularını dinlemek istemediğini ancak savcının buna hiç aldırmadığını söyler. Savcı, sanığın suçu bilerek, isteyerek ve düşünüp tasarlayarak işlediğini iddia eder. Lowman, savcıya olay günü saat kaçta eve döndüğünü, eşinin ne yaptığını ve ne söylediklerini sorar. Savcı, eşinin bavullarını hazırladığını ve kendisini terk etmek niyetinde olduğunu anladığını söyler.
Şamdan
Lowman, savcıya eşinin valizini kilitledikten sonra bir şeyler söylediğini hatırlatır. Savcı, dava dosyasında bu ifadenin olmadığını belirtir. Lowman, karısının hamile olduğunu ancak tam zamanında doktora gidip kurtulduğunu söylediğini ifade eder. Bu sözleri duyunca gözlerinin karardığını ve yıllar yılı bir çocuk beklediğini, o yuvamızın cankurtaran simidi olacağını düşündüğünü söyler. Son ümidinin de yıkıldığını ve eline gümüş şamdan geçtiğini belirtir. Savcı, bundan mahkemede neden hiç söz etmediğini sorar. Lowman, bugün bile eşinin bunu kendisini can evinden yaralamak için uydurup uydurmadığını bilmediğini söyler.
Hannover
Lowman, trenin iki dakika duracağını ve savcının yataktan fırlayıp pencereyi açarak imdat diye bağırabileceğini söyler. Savcı, serbest bıraksa bile herhangi birini yardıma çağıracağına inanmadığını belirtir. Lowman, savcının konuşmanın devamını merakla beklediğini, bir yandan kızdığını bir yandan da büyülenmiş gibi işin nereye varacağını merak ettiğini ifade eder. Savcı, huzursuz ve kuşku içinde olduğunu, bir yandan merak ettiğini bir yandan da korktuğunu söyler. Lowman, savcının hayatını bir film şeridi gibi gözden geçirdiğini ancak suç sayılabilecek bir şey yapmadığı sonucuna vardığını belirtir.
12 Şubat
Lowman, savcıya bu yılın 12 Şubat'ında nerede olduğunu sorar. Savcı, hatırlamadığını söyler. Lowman, savcının çok garip ve şüpheli davrandığını belirtir. Lowman, eğer o gün nerede olduğunu ispat ederse dava etmekten vazgeçeceğini söyler. Savcı, tren memurunu çağıracağını belirtir. Lowman, savcıya yardım etmek istediğini ve o gün nerede olduğunu ortaya koymak istediğini ifade eder. Savcı, bir ajandaya bütün randevularını yazdığını ve bu defterin yanında olup olmadığını sorar. Savcı, defterinin paltosunun iç cebinde olduğunu söyler.
Takvim
Lowman, savcının defterini alır ve 12 Şubat'ta herhangi bir not olmadığını görür. Savcı, o gün duruşma olmadığını ve adliyedeki normal işini bitirip akşama doğru eve döndüğünü söyler. Lowman, bunun inandırıcı bir delil olmadığını ve takviminde notu yoksa nerede olduğunu ispat etme imkanından mahrum olduğunu belirtir. Lowman, savcıya 12 Şubat günü bir suç işlenmiş olsa ve suç savcının üstüne atılsa ne olacağını sorar. Savcı, böyle bir şeyin inanılmaz bir aptallık olacağını söyler. Lowman, nihayet itiraf etmeye başladığını ve bunun savcı için hafifletici sebep olabileceğini belirtir.
İntihar
Lowman, savcıya 12 Şubat gecesi evde olduğunu ispat edecek yaşayan bir şahit olup olmadığını sorar. Lowman, savcının eşinin henüz yaşadığını ancak gümüş şamdanın başında açtığı yaranın iyileşmek üzere olduğunu belirtir. Lowman, savcıya Münih'e hukukçular kongresine gittiğini ve iyi haber topladığını söyler. Lowman, karısının niçin intihar ettiğini sorar. Savcı, buna cevap verip vermemenin kendi arzusuna bağlı olduğunu söyler. Lowman, maalesef arzusuna bağlı olmadığını belirtir. Savcı, bilmediğini ve bunun kendisi için bir sır olduğunu söyler.
Tanık
Lowman, savcıya 12 Şubat akşamı nerede olduğunu hala hatırlayamadığını ve evde olduğuna tanıklık edecek yaşayan biri olduğunu söyler. Savcı, tanığın ifadesinin kendi lehinde olup olmadığını sorar. Lowman, maalesef olmadığını belirtir. Savcı, kendisini neyle suçladığını öğrenmek istediğini söyler. Lowman, Münih'e varmadan her şeyi öğreneceğini belirtir. Lowman, susadığını ve içecek bir şeyler isteyip istemediğini sorar. Tren memurunu çağırmak için zile basacağını söyler. Lowman, savcıya memur geldiği zaman sorgulamayı engelleme fırsatı elde edeceğini ve memurdan yardım isteyip istemeyeceğini merak ettiğini belirtir.
Bira
Lowman, savcıya memurdan yardım istemek için bir fırsat daha geçtiğini söyler. Lowman, savcının hakkında neler bildiğini merak ettiğini ve ne pahasına olursa olsun bunu öğrenmek niyetinde olduğunu belirtir. Savcı, kendisini niçin suçladığını düşünüp durduğunu ve bugüne kadarki hayatının dürüst ve düzenli olduğunu ancak şimdi içine kurt düştüğünü ifade eder. Lowman, neyi kastettiğini öğrenmezse artık geceleri rahat uyuyamayacağını söyler. Lowman, savcıya kızının ne alemde olduğunu sorar.
Kızgınlık
Lowman, savcıya kızının suçunun ne olduğunu sorar. Savcı, cevap vermeyi düşünmediğini söyler. Lowman, cevap vermemek diye bir şey olmadığını ve burada savcı olduğunu belirtir. Lowman, savcının kızının bir gence gönlünü kaptırdığını ve içten saf bir aşkla sevdiğini, ancak genci tanıdıktan sonra işin değiştiğini söyler. Henüz işi gücü olmayan birinin, savcının kızını sevmesinin küstahlık olduğunu belirtir. Savcı, kızının o gençle ilişkisini yasakladığını ancak pek de faydası olmadığını söyler. Lowman, o genç niçin ceza yemişti diye sorar.
Ahlaki Suçlar
Lowman, eğer ahlaki suçlar göz önüne alınsaydı pek çok insanın mahkum olması gerektiğini söyler. Ne yazık ki Ceza Kanununda manevi suçların cezası olmadığını belirtir. Savcı, ilk defa Lowman'a tamamen hak verdiğini ve böyle bir şeyin hukukun temel prensiplerine aykırı olduğunu söyler. Lowman, kanunda yazılı olmayan bir fiil için kimseye ceza verilemeyeceğini ve kanuna karşı bir davranışta bulunmanın kolay bir şey olmadığını ifade eder. Lowman, savcıya eşinin niçin intihar ettiği hakkında hiçbir şey bilmediğini söyler.
Evlilik
Lowman, savcıya eşiyle niçin evlendiğini sorar. Savcı, özel hayatına ait küstahça sorular sorduğunu ve asıl meseleye gelmesini ister. Lowman, savcının da mahkemede kendisine buna benzer sorular sorduğunu ve eşiyle niçin evlendiğini, belki de olayda suçunu hafifleten bir sebep vardır dediğini hatırlatır. Savcı, altına sığınacağı hafifletici hiçbir sebebe ihtiyacı olmadığını söyler. Lowman, savcının hayatı boyunca oldukça dürüst yaşadığını ve eşiyle evlenmesinin de aslında bu dürüstlüğün sonucu olduğunu belirtir.
Huzursuzluk
Lowman, trenin durduğunu ve peronda açık bir büfe olduğunu, bir şeyler almak isteyip istemediğini sorar. Savcı, hayır teşekkür ederim der. Lowman, artık kaçmayacağını bildiğini ve duruşmaya devam ettiklerini söyler. Lowman, 12 Şubat akşamı evde olduğunun kesin olduğunu ve eşinin de evde olup olmadığını sorar. Lowman, eşinin evde olmadığını ve yalnız savcı olduğunu belirtir. O sırada bütün bu anlattıklarına tanıklık edecek birisinin kapıyı çaldığını söyler.
Kızının Ziyareti
Lowman, savcının kızının kapıyı çaldığını ve içeri girmesine izin vermediğini anlatır. Kızı, babasına yalvarır ve içeri girmesine, onu kucaklamasına izin vermesini ister. Savcı, kızının bu eşikten içeri adım atamayacağını söyler. Kızı, babasından bağışlamasını ister ve onu, annesini görmek istediğini, özlediğini söyler. Savcı, kızının bu evi bilerek terk ettiğini ve bir sokak sersemesisine, bir sabıkalıya kendilerini değiştirdiğini söyler. Kızı, babasının kendisini 5 dakika olsun görüp ayrılmasına izin vermesini ister. Savcı, kızının bir sokak serserisinin peşine takılıp giderken düşünseydi der.
Vicdan Azabı
Lowman, savcıya eşinin eve geldiğinde kızının hıçkırıklar içinde ayrıldığını ve eşine karşı öylesine duygusuz davrandığını ki kızının eve geldiğini, onu hakaretlerle kovduğunu sakladığını söyler. Lowman, bunun hiçbir Ceza Kanununda yeri olmayan en sefil suçlardan biri olduğunu belirtir. Savcı, onu huzursuz etmek istemediğini söyler. Lowman, cesareti olmadığını ve yalan söylediğini ifade eder. Savcı, o zamanlar eşinin sağlık durumunun çok bozuk olduğunu ve ara sıra kalp krizleri geçirdiğini, bunu duymak onu öldürürdü demek istediğini söyler.
İntiharın Sebebi
Lowman, savcıya eşinin birkaç gün sonra intihar etmesinin hala bir sır olup olmadığını sorar. Savcı, bunun için yaptığına inanmadığını söyler. Lowman, o günden sonra gittikçe durgunlaştığını, savcıyla göz göze gelmekten kaçındığını ve konuşmak istemediğini fark etmediğini sorar. Lowman, savcının eşine karşı her zaman kayıtsız davrandığını ve önemli olanın kendi şahsi huzuru, rahatı ve saat gibi düzenli bir program içinde yaşaması olduğunu belirtir. Aksi takdirde intiharından önce davranışlarında bir anormallik olduğunu anlaması gerektiğini söyler.
Mahkumiyet
Lowman, savcıdan bu ağır suç karşısında savunmasını ister. Savcı, anlattığı hikayenin hiçbir değeri olmadığını ve eşinin bu yüzden intihar ettiğini nasıl ispat edeceğini sorar. Lowman, bir tanık olduğunu ve karısının ölümünden bir gün önce çok yakın bir arkadaşına gittiğini, perişan bir halde olduğunu, olanları anlatıp artık yaşamak istemediğini, savcıyla savaşacak gücü kendinde bulamadığını söylediğini belirtir. Savcı, arkadaşının eşine niçin engel olmaya çalışmadığını sorar. Lowman, durumun böylesine ciddi olduğuna inanmadığını ve ertesi gün işin ciddiyetini öğrendiğini ancak ne yazık ki işten geçtiğini söyler.
Son Söz
Lowman, savcıya sorusu olmadığını ve varsaydığı ahlaki bir suçla kanunun açıkça cezalandırdığı suçu bir tutamayacağını söyler. Savcı, suçunu mazur göstermeye çalışmadığını ve 3 yıl yatarak cezasını ödediğini belirtir. Lowman, savcıya sıra ne zaman gelecek diye düşündüğünü söyler. Lowman, valizini indirir ve bu istasyonda ineceğini belirtir. Lowman, davanın bittiğini ve savcının mahkum olduğunu söyler. Hem temyizi filan da yok bunun der. Lowman, 3 yıl yatarak kurtulduğunu ancak savcının ömür boyu suçunun vicdan azabını çekeceğini, sevgisiz, dostsuz bir şekilde, eşinin, kızının olmadığı bir evde, gururunun soğuk zindanında yaşayacağını ifade eder.
Sonuç
"Yataklı Vagon" dinleyeni tek bir geceye, sınırlı bir mekana ve iki adamın zihin savaşı içine hapsederken sıradan bir tren yolculuğunu insan ruhunun derinliklerine yapılan bir sorgulama yolculuğuna dönüştürüyor. Hikaye geçmişin gölgelerinin insanı nerede ne zaman yakalayabileceğini sorgulatıyor. Kompartımanda yan yana gelen karakterler aslında sadece birbirleriyle değil kendi vicdanları ve pişmanlıklarıyla da başa kalıyorlar. Yazar adaletin sadece mahkeme salonlarında verilen kararlardan ibaret olmadığını, bazen hayatta bir trenin tekinsiz sessizliğinde, bir yabancının gözlerinde, bir gecenin en karanlık anında insanın kendi kendisiyle yaptığı hesaplaşmalarda ortaya çıktığını ima ediyor.